10 Temmuz 2015 Cuma

LAS MENINAS: ZEKİ MÜREN DE BİZİ GÖRECEK Mİ?


Mustafa Pancar / Özgür Korkmazgil
RAHMİ ÖĞDÜL
10.07.2015
Popüler bir filmin akıllarda kalan repliği. “Vizontele nedir?” diye soran kasaba halkını belediye başkanı, “Zeki Müren’i hem dinleyecek hem göreceksiniz”, diye yanıtlar. Ama Cem Yılmaz bir kontra soru ile işi daha da karıştırmak istemektedir: “Peki, Zeki Müren de bizi görecek mi?” İşte Velàzquez’in ‘Las Meninas’ı (Nedimeler) bize bakan, bizi gören bir tablodur; kimin kime baktığını iyice karıştırarak öznenin konumunu sarsması bakımından önemlidir. Hem bakan hem de bakılan olarak öznenin iktidarının artık eski yerini koruması mümkün değil. Özne baktıkça nesneleştirir ve nesneler arasında bir temsiller sistemi kurarak egemenliğini pekiştirir. Peki, özne de bakılan bir nesneye dönüştüğünde ve bakışlarla iktidarı tehdit edildiğinde ya da Zeki Müren de bizi gördüğünde özne artık özne midir?
Las Meninas tam bir bakışlar karmaşası yaratarak öznenin yerini sorgulayan bir yapıt. Tablo ahalisi bize bakmaktadır. Arkadaki aynaya yansıyan kral ve kraliçenin bakışları da bizi izlemektedir. Biz de bize bakanlara bakmaktayız. Bakılan biz, resmin sol köşesindeki ressamın tablosunun objesi olan ve görüntüleri aynaya yansıyan kral ve kraliçenin yerindeyizdir. İktidarın ya da öznenin yeri durmadan kaymakta, bu kaygan zeminde özneler nesneleşirken, nesneler de özneleşmektedir. Ve kurduğumuz tüm temsil sistemleri bu kaygan zeminde çökecektir.
TEMSİL SORUNLARI
Michel Foucault ‘Kelimeler ve Şeyler’ adlı kitabında, Velàzquez’in 1656 tarihli tablosunu tartışırken temsil sorununu ele alır ve temsil açısından tabloda üç temel noktayı bize gösterir: Temsilin üreticisi olarak ressam; temsil edilen nesne olarak tablo; ve temsil edilene bakan kişi olarak izleyici/özne. Velàzquez’in yapıtı Barok bir yapıttır. Rönesans’ın çizgisel perspektifinde özne merkezi konumunu korurken, Barok dönemde devingen özne ile nesnenin sürekli yer değiştirebildiği bir düzlem temsil krizine yol açmıştır. Ve Velàzquez’in tablosu bu temsil krizinin tablosudur. İktidarın bize baktığı kadar biz de iktidara bakarız. Bakışlarımızla nesneleştirdiğimiz dünyanın, bakılan nesnesine dönüşürüz. Barok’u tartıştığı yapıtında Deleuze nesne ile öznenin bu değişen konumunu göstermek için “nesne/obje” yerine “objektil”, “özne/subje” yerine ise “superject” terimini kullandığında, artık yeri sabit bir nesneye göre kendini kuran sabit bir öznenin olamayacağını, aksine sürekli dalgalanan bir nesneyle birlikte öznenin de dalgalanacağını vurgular. Ve kendimizi sürekli dalgalanan nesneye göre konumladıkça, özne/nesne ayrımı da ortadan kalkacaktır. Artık temsil kriziyle baş başayız demektir.
ÇEKİK GÖZLER
Son günlerde Çin’deki Uygurlara yönelik baskıyı protesto etmek için kendilerine bir türlü Çinli nesne bulamayan Ülkücülerin durumu, çok iyi anlatıyor temsil krizini. Sabit bir bakışın kurduğu temsil sistemine göre davrandığınızda öfkenizi göstereceğiniz nesne hep elinizden kaçmaktadır ve bir türlü yakalamazsınız. Çünkü öfkenizi göstereceğiniz nesnenin altından, Çin lokantasında olduğu gibi, yine bir Türk özne çıkmakta ya da Koreli turistlerin durumunda olduğu gibi, hiçbir şey göstermeyen çekik gözlerle hedefi hep ıskalamaktasınız. Bakılanın ve bakanın sürekli yer değiştirdiği, özne ile nesnenin ayrımsızlaştığı bir düzlemde sonunda öfkenizi birbirinize yöneltmekten başka çareniz kalmaz. Nesneyi sabit bir bakışla yorumlamaya kalkışmanın beyhudeliği.
17.yy’da baş gösteren temsil krizini, ‘Las Meninas’ı yorumlayan on beş sanatçının yapıtları Karşı Sanat’ta sergileniyor. Her yorum bir çeviridir, orijinal yapıtı kendi dilinize ve gününüze aktarma girişimi. Orijinale aşırı sadık kaldığınızda bir kopya çıkacaktır ortaya. Las Meninas yorumları da sadakat ile aşırı yorum arasındaki yelpazede yer alıyor. Zeki Müren’in de bizi görüp görmediğinin yanıtını sergiyi izlediğinizde siz vereceksiniz.
***
“Las Meninas Yorumları”, 17 Temmuz’a kadar Beyoğlu Karşı Sanat Çalışmaları’nda sergilenecek. Yorumlayan sanatçılar: Antonio Cosentino, Cansu Gürsu, Emel Akın, Erim Bayrı, Erkmen Senan, Halil Yavuz Ertürk, Kader Genç, Kubilay Dağbatıran, Max Moçoro, Mustafa Pancar, Orhan Taylan, Özgür Korkmazgil, Sayat Uşaklıgil, Volkan Diyaroğlu ve Yavuz Tanyeli.

4 yorum:

  1. Yayınladığınız haberleri ilgiyle takip ediyorum, blogger dışında haber siteniz varmı.

    YanıtlaSil
  2. Yazılarınızı bir süredir takip ediyoruz, haberseyret olarak tarafsız yayıncılığınızı kutluyorum.

    YanıtlaSil
  3. yerel haber sitemizde flaş haber ler anlık olarak okuyucularıyla buluşmaktadır,
    ayrıca politika haberleri ile haberiniz olsun istiyorsanız sitemize bekleriz.


    https://www.kriptocoinhaber.com

    YanıtlaSil
  4. Wenke Jessen
    Christi Naef
    Que vous ayez les cheveux ondulés naturels ou stylés, vous pouvez choisir une coupe fantastique pour elle. Longue Demi Ondulée
    Peggy Jahn

    YanıtlaSil