Labirentin tam ortasındayım, labirent ustası Daedalus’un inşa ettiği meşhur labirentin. Girit kralının dokuz yılda bir, Atinalı gençler arasından seçilen bir erkek ve bir bakireyi uğruna kurban ettiği boğa başlı insan gövdeli canavar bir zamanlar burada yaşıyordu. Kralı bir boğa ile aldatan karısının boğadan olma gayrimeşru çocuğu, ucube Minotauros. O yıl kurban edilecek Atinalı genç olarak Theseus seçilmişti. Kendisine âşık olan Girit kralının kızı Ariadne’nin verdiği ip yumağını labirentin kıvrımlarına döşeyerek merkeze ulaşmış ve merkezindeki Minotauros’u öldürdükten sonra ipe tutunarak kolayca labirentin dışına çıkabilmişti. Artık bundan sonra bütün merkezler Theseus’un bu jestiyle, her türlü ucubeden, canavardan arındırılıp bir norma göre kurulacaktır. Ve bir kez merkez böyle kurulunca sürekli bu jest yinelenerek ortaya çıkabilecek canavarlar, ucubeler derhal bertaraf edilecektir.
CANAVARLARDAN TEMİZLENMİŞ MERKEZ
Daedalus’un labirenti oldukça kafa karıştıran bir labirenttir. İç içe geçmiş çemberlerden ya da karelerden oluşan labirent yolunuzu uzatsa da sürekli merkeze doğru hareket ederseniz, sonunda ulaşabilirsiniz tam ortasına. Avrupa’nın ortalarında, canavarlardan arındırılmış bir merkezdeyim. Kentin kültür ve sanat tarihi müzesinin (Kunsthistorisches Museum) görkemli merdivenlerini çıkarken kahraman Theseus karşıladı beni. Theseus’un kenti canavarlardan, ucubelerden arındırma eyleminin taşlaşmış hâli. İtalyan heykeltıraş Antonio Canova’nın neo-klasik tarzda beyaz mermerden yaptığı bu heykel (1805-1819), Theseus’u bir ucubeyi, yarı insan, yarı at olan Kentauros’u öldürürken betimliyor. Ardından, aynı müzenin Roma sanatına ayrılmış bölümünde Romalıların İ.S. 2. yüzyılda yaptıkları mozaik bir labirette Theseus’u bu kez labirentin merkezindeki bir başka ucubeyi, Minotauros’u öldürürken izleyebiliyorsunuz. Binanın dışına çıkıp caddenin karşısına geçtiğinizde Volksgarten (Halk Bahçesi) içindesiniz. Burada da Theseus Tapınağı’yla karşılaşınca, Viyanalıların bir merkez olarak kentle ilişkisinin, Theseus’un labirent merkeziyle kurduğu ilişkiye benzer bir ilişki olduğunu açıkça görülebiliyorsunuz. Merkezi Minotauros ve Kentauros benzeri melezlerden, ucubelerden temizleyerek yeniden kuran modern bir Theseus jesti hissediliyor her yerde. Canavarlardan temizlenmiş ve sonsuza kadar dondurulmuş bir merkez var.
THESEUS İŞ BAŞINDA
Minotauros benzeri yaratıkların merkezi tekrar ele geçirmesine karşı kent yönetimi önlem almakta gecikmiyor. Diğer kent meydanlarının sakinleri olan güvercinlere Viyana meydanlarında neredeyse hiç rastlanmaması, Theseus’un hâlâ iş başında olduğunun bir göstergesi. 22 Mayıs 2014 tarihli Independent gazetesinde meydanları ele geçirmeye çalışan güvercinlere yönelik nasıl bir tedbir alındığını okuyunca Theseus jestinin sürekli yinelendiğini anlıyorsunuz. Güvercin nüfusunu azaltmak için kent yönetiminin, kuşlarla ilişki kuran, besleyen Viyanalılara 36 Avro para cezası keseceğini duyurmuş gazete. “Her kim ki güvercinleri besler, fareleri de besler” diyor bir kent yöneticisi. Güvercinlerin üremelerini engellemek için yuvalarındaki gerçek yumurtaları sahteleriyle değiştiriyorlarmış. Güvercinler ve fareler, Viyanalıların zihninde kenti ele geçirmeye çalışan Minotaurus’lara dönüşmüşler. Kahraman Theseus labirentin merkezini canavarlardan temizlemeye devam ediyor.
Viyana kentine, labirentin merkezine ulaştığım daha ilk gün, 28 Temmuz pazartesi günü Theseus’un bir başka jestine tanık olmuştuk. Kentin tek işgal evi olan Pizzeria Anarchia’nın 1.700 polis, bir helikopter ve bir toma tarafından kuşatılması ve evde yaşayan 19 anarşistin direnmelerine rağmen evden zorla çıkarılmaları Theseus’un boş durmadığını gösteriyordu. Merkezi işgal etmeye çalışan alternatif yaşam formlarına karşı kent yönetimi Minotaurus’la savaşır gibi gibi savaşıyor. “Pizzeria Anarchia Viyana’da bir İşgal Evi. Evimiz. İki yılı aşkın bir süredir Pizzeria Anarchia’ya umutlarımızı ve düşlerimizi kattık. Sıkıntılarımızı ve sevgimizi paylaşarak birlikte yaşadık burada. Mevcut toplumun ve devletin dayanılmaz statükosuna karşı forumlar, atölyeler, ortak mutfak, eylemler ve direnişler yarattık” diyor işgalciler. Merkezi her türlü musibetten, ucubeden arındırmak için tüm gücüyle saldırıyor Theseus.
UCUBELERİN YAŞAM DOLU KAHKAHASI
Eve geri döndüğümde merkez doğuya kayacak ve bizim Theseus’larımız kendi Minotauros’larını yok etmek ve kendileri için korunaklı ve güvenli bir merkez yaratmak için hamlelerini sürdürüyor olacaklar. Minotauros Ariadne’nin erkek kardeşidir. Ucubelerle kadınlar arasında bir bağlantı vardır her zaman; her ikisi de eril iktidarın koyduğu normları ihlal etmeye teşnedirler. Gayrimeşru ilişkinin ürünü olan melez yaratık Minotauros her türlü normun ihlalini temsil ediyor. Eril bir iktidarın çitlerle çevirerek kendi arazisi, mülkü kıldığı kadın bedenlerinden yükselen kahkahalar da normları, çitleri yıkmaya yönelik bir tehdit olarak algılanacaktır haliyle. Ama bazı kadınların Ariadne gibi iktidarla işbirliği yaptıklarını ve kendilerini iktidarın çitleriyle döşemeye meyilli olduklarını da görüyoruz: “İşte kadın da bir tarladır ve kendini çok kirletmemelidir.” İktidarın, çitleri ihlal eden kadınların, Minatauros’ların, başka yaşam formlarının, melezlerin, ucubelerin yaşam dolu kahkahalarına katlanması mümkün değil. Merkez her zaman Theseus jestiyle kurulmuştur. Ucubenin yasa tanımazlığı, normu ihlal edişi yerini yasalara ve norma bırakırken, normu saptıracak sınır ihlalleri ucubelik olarak görülecektir. Merkezi işgal ettiğimizde, ölüme ve norma karşı yaşamı savunan tüm yaşam formlarının kahkahalarıyla çınlayacak yeryüzü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder