25 Haziran 2009 Perşembe

İDEAL BEDEN ÖLÇÜLERİ: KANONİK BEDENLER


RAHMİ ÖĞDÜL

25 Haziran 2009

Yaz geldi; olabildiğince çıplak halleriyle ortalıkta salınıyor bedenler. Tüm hatlarıyla bakışlara maruz kalan bedenlerimiz yaz mevsiminde bizleri daha fazla kaygılandırıyor. Çabaladığımız ideal bedene muhtemelen bu yaz da ulaşamadık. Ama ideal beden kavramından bir türlü vazgeçmiyor, kendimizi ve başkalarını bu kavrama göre değerlendiriyoruz. Kozmetik, diyet ürünleri, plastik cerrahi gibi ticari faaliyetlerden oluşan devasa bir sektör ideal beden kaygısından gelişti. Bu kavramın hiç de masum bir kavram olmadığını görülüyoruz.

Bedenin idealize edilmesi, sayısallaştırılmasının izini MÖ 6. yy’a dek sürmek mümkün. Matematikle yoğun şekilde uğraşan Pitagoras ve izleyicileri sayılara, varlığın temel ilkesi payesi vermişlerdi. M.Ö. 5 yy’da bu düşünce ikliminde yetişen Argoslu heykeltıraş Polykleitos, sayıların insan formunu yönettiğine inanıyordu; parçaları arasındaki sayısal simetri bulunan heykeller yapmaya başladı.
Kanon adını verdiği kendi yapıtının üzerine bir de kitap yazdı.

Kanon, ölçme sopası, cetvel anlamına gelen Grekçe kánna sözcüğünden türemiş; yapısız, şekilsiz olan bir şeyi katılaştırma, şekil verme anlamlarını taşıyor; ayrıca yasa ve kural da demek. Günümüzde edebiyatta ya da diğer sanat dallarında her eğitimli insanın bilmesi gereken önemli yapıtlar listesine gönderme yapıyor kanon; kanonik yapıtlara bakarak diğer yapıtları ölçüp biçiyor, yargılıyoruz.

Eski çağlardaki tanrıça heykellerini, mağara resimlerindeki çubuk figürleri hatırlayın; önceleri insan figürleri çok çeşitli şekillerde temsil edilirdi; günümüze kadar sürecek olan Polykleitosçu beden kanonu Batı sanatına hükmetmeye başlayınca beden formu haliyle çeşitlilik bakımından yoksullaştı. Rönesans’ta sanatçılar küçük değişikliklerle bu kanonik beden formunu sürdürdüler. Vitruvius, homo bene figuratus (güzel biçimli insan) adını verdiği çizimde, kanonik insan bedenini kare ve çember içine yerleştirip aritmetik ve geometrik bir beden elde etti.

Modern dönemde ideal beden çok acılara yol açtı. Özellikle Ari ırkı ideolojisine inananlar, ideal beden kavramını toplumdaki yoz bedenleri teşhis etmek amacıyla kullandılar. Nazi Sanatı kanonik bedenlerle doludur. İdealden her türlü sapma insan türünün yozlaşmasının bir göstergesiydi. Sağlıklı, güzel bedenli insanların üremesine yönelik bir program olan Öjenik, Nazi Almanya’sında yürürlülüğe sokuldu. Toplumu yozlaştırmasını engellemek için yoz bedenlere sahip bireylerin ortadan kaldırılmaları gerekiyordu.

Günümüzde artık ideal beden kavramı uğruna soykırımlar yapılmıyor; ancak bu beden herkesin hayallerini süslemeye de devam ediyor. Romalı hekim Galen’in “bir bedenin güzelliği, sayılarının simetrisinden kaynaklanır” anlayışı hala geçerli. Güzellik yarışmaları, vücut geliştirme gibi etkinliklerde bedene hükmeden sayılardır hala. Çok çeşitli biçimlerde olabilen bedeni sayılaştırıp tek tipleştirme çabaları artık bireyin rızasıyla sürdürülüyor. Hem cetvel hem de yasa anlamlarına gelen kanon sözcüğü, iktidarın ölçmeyle, sayısallaştırmayla ilişkisini apaçık ortaya koyuyor. İktidarın cetvelini içselleştireli çok oldu, cetvel bedenlere dönüştük desek yalan olmaz. İktidara karşı girişilecek her türlü mücadele öncelikle bedeni de hesaba katmak zorunda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder