3 Aralık 2011 Cumartesi

KİTAP KAPAKLARI NE ANLATIR BİZE?



RAHMİ ÖĞDÜL
01 Aralık 2011

Kapaklar kitapların yüzüdür. İçlerinde sakladıkları kurmaca dünyaların izlerini taşırlar yüzlerinde. Kapağın tasarımından içindekini bir bakışta ele geçiremesek de yorumlamaya çalışırız, bir tür yüz okuma sanatıyla yaklaşırız önce kitaplara. O yüzden her kitap okuru bir bakıma kitap fizyognomistidir. Yüz çizgilerinden insanların içlerinde sakladıkları doğalarını keşfetmeye çalışan fizyognomistler gibi, bize bakan kitapların yüzlerinden anlamaya çalışırız karakterlerini.

Kimi kitaplar ketumdur, içlerindekini açık etmemek için ellerinden geleni yaparlar; yine de iç dünyaya açılan bir kapı olarak yüzün çizgilerinde ipuçları ararız. Bazıları ise çok kolay ele verirler kendilerini. Çoksatar mı, klasik bir metin mi, ciddi mi yoksa hoppa mı oldukları yüzlerinden okunur.

Kitap yazarın düşüncelerini bize sunan bir metin değildir sadece. Tasarım sürecinden geçen her kitap bir yüzle birlikte bir de kimlikte kazanır. Ve bu kimliğin biçimlenmesinde her dönemin kendine özgü kimlikleştirici kuvvetleri, estetik anlayışı rol oynar. Estetize edilmiş kültürel bir nesne olarak kitap yaşadığı kültürel, toplumsal dönemin izlerini taşır üzerinde. Farklı dönemlerin kültürel ürünleri gibi, egemen kültürel fikirlerin ve estetiğin dışavurumudur, cisimleşmiş halidir. Yazarların sözcükleriyle tasarımcıların estetik anlayışlarının tarihsel bir noktada örtüşmesini ve yeniden biçimlenmesini temsil eder kitap aynı zamanda.

KİTABIN KİMLİĞİ
Tasarımcı çağının bir ürünü ve üretimcisi olarak kimlikleştirici kuvvetleri, çizgileri kitaba taşıyan biridir, kitaba kimliğini verendir. Bir grafik sunum sadece kitabın içeriğini değil, tarihsel anlamını, kültür tarihindeki durduğu noktayı da gösterir bize. Kitaplar ve kapakları entelektüel geleneğin capcanlı, fiziksel tezahürleridir. Amerikan kitap kapağı tasarımlarını inceledikleri kitaplarında yazarlar Ned Drew ve Paul Sternberger, James Joyce’un Ulysses’inin kapak tasarımlarının geçirdiği evrimi gösteriyorlar (By Its Cover, Princeton Architectural Press, 2005). Modern edebiyatın bu klasik yapıtı ilk kez 1922’de Paris’te yayınladığında, kapağı içeriğini bize sezdirmeyen, ketum bir kapaktır. Oysa Ulysses’in Amerika’daki serüveni modernizm tarihiyle örtüşmektedir. Kitabın ilk Amerikan baskısı, müstehcenlik suçlaması nedeniyle ancak 1934 yılında gerçekleşir. Random House kitapevinin kapağını tasarlayan Ernst Reichl, metnin kendisi kadar modern görünümlü, işlevsel ve dramatik bir kapak yaratmıştır. Sonraki yıllarda Amerika’da kök salacak modernist geleneği yansıtan bu kitapta Reich harfleri anlamlı bir kompozisyon aracı olarak kullanır. Harfleri tasarlaması, roman kahramanı Leopold Bloom’un 16 Haziran 1904’te Dublin’de izlediği yolu gösteriyor. Yazarın adıysa, birkaç yıl önce modernist tasarımcı Paul Renner tarafından icat edilmiş Futura Black karakteriyle yazılmış. Avrupa’nın modern estetik anlayışının bir cisimleşmesi ve Amerika’ya taşınması olan bu tasarım, toplumsal ve kültürel hayatı biçimlendirecek estetikle yeniden kimliklendirilmiştir. İnsanlar gibi kitaplar da yaşadıkları tarihsel dönemin izlerini taşırlar yüzlerinde.

DÖNEMİN EGEMEN KİMLİKLERİ
Kitap kapakları kurmaca dünyalara açılan kapılardır, kitapların yüzleridir. İçlerinde gizledikleri dünyaları önce yüzlerinden keşfetmeye çalışırız. Bir kimlik olarak kitaba giydirilen kapaklar aynı zamanda dönemlerinin egemen kimlik anlayışını da yansıtırlar yüzlerinde. Bir zamanlar modern görünümlü insanlar gibi tutarlı tutarlı bakıyorlardı bize; şimdi de parçalı, melez bir estetiğin tezahürleri olan tasarımlarıyla günümüzün ilişkilerini çözümlemeye çalışan kitapların içeriklerini yansıtıyorlar, melez melez bakıyorlar bize.

SEVİNÇ ALTAN'LI KAPAKLAR
Yayımladığı kitaplarla, ülkemizin 90 sonrası düşünsel hayatını yeniden biçimlendiren Ayrıntı Yayınları bu yıl 25. yaşını kutluyor; yaşanan toplumsal ve kültürel değişimlere denk düşen, bu değişimlere ışık tutan kitapları yayımlamayı sürdürüyor. Ve üç yüzü aşkın Ayrıntı kitabına illüstrasyonlarıyla kimlik kazandıran ressam Sevinç Altan’ın kapakları 31 Aralık tarihine kadar Fransız Kültür Merkezi’nde kitap ve resim okurlarıyla buluşmayı bekliyor. Sevinç Altan’ın makro dünyasını tanıyanlar şimdi minik boyutlardaki resimlerinin mikro dünyasıyla tanışacaklar. Kapaklardaki boyutlarıyla neredeyse örtüşüyor resimlerin orijinalleri. Önceleri büyük boyutlarda yapıyormuş kapak ilüstrasyonlarını Altan, ancak kapak için küçültülürken çok şey yitirdiklerini görünce, minik boyutlar halinde gerçekleştirmeye başlamış resimlerini. Kitaplarda sergilenen mikro ilişkilerin, mikro-dışavurumları. Kitapların kurmaca dünyasına açılan küçük pencereler gibi çoğu. Bu pençelerden bakarak içeride olup bitenleri sezmeye çalışmadık mı çoğu kez? İçerideki dünyanın gölgeleri vuruyor bu pencerelere. Geçen yıl 44A Sanat Galerisi’nde açtığı Arabölge/Gölge başlıklı sergisinde biçimsizliğin sınırlarında dolaşan figürlerinin, kitap kapaklarında da boy gösterdiklerini görebiliyoruz. Sevinç Altan’ın mikro dünyası ile makro dünyası arasında, kitap illüstrasyonları ile tuvalleri arasında gerçekleşen geçişleri görebilmek için gözlerimizin ayarıyla oynamamız gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder